“Şehid olmayı yüce Allah’tan samimi olarak dileyen kimseyi Allah, rahat yatağında vefat etse bile, Şehidlerin derecesine eriştirir.” Uğur Süleyman Söylemez’i tanıdıktan sonra bu Hadis-i Şerif’in Onun ve Onun gibiler için söylenmiş olduğunu anlıyorum. Bu Hadis-i Şerif bizim için söylenmemiştir. Biz de Şehid olmayı samimi olarak dileriz belki ama evimizden de çıkmayız, çıkmaya cesaret edemeyiz. Sonra da bu Hadis-i Şerif’i düşünerek, rahat yatağımızda yatarak Şehidliğe ereceğiz diye geçiniriz. Olay böyle değilmiş, ben de başta böyle sanıyordum ama bu, Uğur Süleyman Söylemez’i tanımadan önceydi. Asr-ı Saadet’te de Uğur Süleyman Söylemez’in durumunda olan Sahabeler varmış. Cihaddan evine yaralı olarak getirilen Sahabeler, rahat yataklarında vefat ettiklerinde Efendimiz (s.a.v) bu Hadis-i Şerif’i söylermiş. Şimdi Uğur Süleyman Söylemez de yatağında yatıyor. Bugün Mart ayının 27’si ve Uğur Süleyman Söylemez tam 300 gündür koma halinde yatağında yatıyor... Gemi arkadaşı olan Hakan Albayrak’ın dediği gibi Şehidlikle Gazilik arasında gidip geliyor. Ya Şehadeti bekliyor, ya da Gazi olmayı... İkisi de Onun için hayırlı, ikisi de Onun için saadet. Kazanacak olan Uğur Süleyman Söylemez, kaybedecek olan ise bizler. Onun yerinde olmayı isterdim. İstemeyen İmânını tazelesin. İmân demişken, günümüzde de Asr-ı Saadet’teki gibi Müslümanlığa ve insanlığa örnek olan insanları tanımak isterseniz, Uğur Süleyman Söylemez’i ziyaret edin. Onun İmân örneği olan ailesiyle tanışın. Uğur Süleyman Söylemez ve ailesi için dua edin. En hayırlı dualardan olacaktır inşaAllah... Ben, Uğur Süleyman Söylemez’i ilk defa Atatürk Hastane’sinde gördüm. Ailesiyle de ilk defa orada tanıştım. Yanlarındayken saygıdan başımı kaldıramadım, söyleyecek söz bulamadım. Onlardan Rabbim razı olsun. Uğur Süleyman Söylemez’in ve ailesinin ellerinden saygıyla öpüyorum... Hani Şehid Furkan Doğan infak hakkında şöyle derdi: “Eski kıyafetlerini veya kullanılmış eşyalarını herkes fakirlere verebilir; önemli olan yeni aldığı bir kıyafeti veya hiç kullanmadığı bir eşyayı tertemiz haliyle fakirlere vermektir.” Şimdi de herkes Uğur Süleyman Söylemez’i ziyaret edip Onu tanıyabilir; ama önemli olan Onu Mavi Marmara’dan önce tanımaktı. Benim böyle bir şansım vardı, Gemi yola çıkmadan başvurumu yapsaydım, Ankara’dan yola çıkacağımız için Uğur Süleyman Söylemez’le beraber yola çıkacaktık. İşte önemli olan buydu, aynı infaktaki gibi. Maalesef, Mavi Marmara’dan sonra gözü açılanlardan olduğum için, infakta başarılı olamadım. Uğur Süleyman Söylemez’i Mavi Marmara’dan önce değil, sonrasında tanıdım. Olsun, bunun için de Rabbime sonsuz şükürler olsun! Uğur Süleyman Söylemez’i en son yeni yıla girdiğimiz ilk gün evinde ziyaret ettim. Bizim yüzümüzde olamayan bir huzurla yatıyordu. Öyle bir huzur ki; insan bakmaya kıyamıyor. Eşi ve çocukları hiç uyumadan nöbetleşe Onunla ilgileniyorlar. Uğur Süleyman Söylemez böyle bir aileye sahip olduğu için çok şanslı. Onlar da böyle bir babaya sahip oldukları için çok şanslı. Çünkü O, Mavi Marmara’nın nur yüzlü Gazisi Uğur Süleyman Söylemez... Gazze’ye yardım götürürken teröristlerin baskınında o güzel başından yara alan Yiğitlerin Yiğidi, Gaziler Gazisi Uğur Süleyman Söylemez! Kanafi Groundam 27.03.2011 |